18 Aralık 2018 Salı

Microsoft Office 2019 İndir – Türkçe 32 & 64 Bit Professional Plus

,

Microsoft Office 2019 nihayet çıkışını gerçekleştirdi ve modern en yeni özellikleriyle kullanımımıza sunuldu. Programın bu kez sadece Windows 10, Windows Server 2016 ve macOS işletim sistemlerinde çalışacak. İçerisinde Word, Excel, PowerPoint, Outlook, Project, Visio, Access ve Publisher ile birlikte geliyor. Tek bir pakette tüm ihtiyaçlarınız için tüm çözümler mevcut olacak. Ayrıca Professional Plus sürümü olduğunu da belirtelim. Tamamen Türkçe ve hem 32 hemde 64 platformlar için destekli. Tam sürüm olarak indirerek hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Bandicam İndir – Full Türkçe Oyun ve Ekran Çekme 4.2.0.1439


Bandicam programıyla birlikte Windows için en iyi ekran görüntüsü kaydetme deneyimini yaşayın. Son zamanlarda popüler olan oyun yayıncılığı ve diğer kurulum anlatımları, sorun çözümleri, hile yapma gibi anlatımlar için Bandicam’i sorunsuz bir şekilde kullanabilirsiniz.
Tamamen özelleştirilebilir ayarlarıyla ihtiyacınız olan her şeyi onda bulabileceksiniz. Oyun kayıt modu, ekran kayıt modu, cihaz kayıt modu olmak üzere üç temel ekran kaydetme seçeneği bulunuyor. Bunların yanı sıra çekim esnasında FPS oranı, video formatı, ses cihazları gibi ayarları tercihinize göre düzenleyebilirsiniz.
Programı sitemizden indirerek içerisinde yer alan full yapma aracıyla kayıtlı kullanıma çevirebilir ve çektiğiniz görüntülerdeki reklamı kaldırabilirsiniz. Tamamen Türkçe geliştirilen arayüzüyle kullanımıysa oldukça basit.

14 Aralık 2018 Cuma

Royalaydınlatma

Merhaba Uygun Fiyata Avize alabilirsiniz
Toptan Satis


Burayi Ziyaret etmeyi unutmayınız

Daha ucuz daha kaliteli Ürünler


13 Aralık 2018 Perşembe

CS: GO Ücretsiz Oldu ve Battle Royal Modu Geldi

CS: GO Ücretsiz Oldu ve Battle Royal Modu Geldi

Dünya çapında en çok bilinen ve en çok oynanan çevrim içi FPS oyunlarından Counter Strike: Global Offensive, bu gece aldığı güncelleme ile birlikte Battle Royalmoduna kavuştu. Üstelik oyun artık ücretsiz.
Valve, CS: GO tarafında uzun zamandır bir hazırlık yapıyordu ve nihayet PUBGFortnite ve benzeri diğer Battle Royal oyunlarına cevabını yeni Danger Zonegüncellemesi ile verdi. Yeni güncelleme yaklaşık 800 küsür megabyte boyutunda ve içerisinde artık aşina olduğumuz hayatta kalma modu Battle Royal'i barındırıyor.
Yeni güncelleme Steam mağazasında "Oyuncuların kendi zekasını, yeteneklerini ve kaynaklarını bitirmek için kullandıkları taktik oyun üzerine kurulu, hızlı tempolu bir savaş modu." olarak tanıtıldı. Üstelik Valve, oyunu bu güncelleme ile birlikte ücretsiz olarak oynama imkanı da sunuyor.
Yeni Danger Zone Battle Royal modunda ise oyuncular çift halinde 16 kişi, üçlü gurup halinde18 kişiye kadar oyun oynayabilecek. 10 dakikalık kısa maçlardan oluşacak yeni mod, birçok farklı geliştirmeyi ve değişikliği içerisinde barındırıyor. Bu özellikler ise şu şekilde:
  • Her oyuncu, diğer oyuncuları izlemek ve sınırlı bir satın alma menüsüne erişmek için yükseltilebilir bir cihaz taşıyacak
  • Sadece bir bıçakla başlıyorsunuz ve air drop ile silah temin edebiliyorsunuz
  • Maçlar paraşüt atlama ile başlıyor ve haritadan ineceğiniz yeri seçebiliyorsunuz
  • Etrafta nakit paralar bulabilirsiniz üstelik bazı yerlerde de rehineler kurtararak para kazanabilirsiniz
  • Bazı bölgelerde hava bombardımanları mevcut
  • Normal oyunda kullanılan silah skinleri bu modda geçerli oluyor
Öte yandan Valve, oyunu her ne kadar ücretsiz sunuyor olsa da, Prime adı altında bir paketi oyunculara 77 TL'lik bir fiyat ile sunuyor. Bu paketi aldığınızda ise oyun içi sınıfınız Primeolacak ve oyunda bu pakete sahip kullanıcılar ile eşleştirileceksiniz. Üstelik paket içerisinde 17 farklı silah skini, hediyelik eşya ve sprite'lar bulunuyor. Paketi satın almazsanız ise sınıfınız Asal Olmayan olacak.
Ancak burada Valve, oyunu daha önce satın almış oyuncular için bir güzellik yapmış ve oyuna para verip daha önce satın alanlar da Prime hesaba sahip olacak. Yani oyunu güncelledikten sonra sınıfınız Prime olarak yükselecek. Ancak envanterde yeni öğeler bulunmuyor, bunun yerine oyun size nadir bir rozet veriyor.

Anne Hathaway Is Producing A New Film About The Internet & Modern Dating


Anne Hathaway is said to be producing and starring in a new romantic comedy that will look at the role of the internet in today’s dating scene.
The actress, who previously starred in films such as Les Miserables and The Devil Wears Prada, came up with the idea behind the film.
She has teamed up with the creators of STX Films, Abby Kohn and Marc Silverstein, who said: “We have been looking for ways to work with Anne since launching STX, and when she came to us with the idea, we knew right away that we wanted to make this movie with her.”
They added: “This is a modern day look at love, dating and hookups with a very contemporary and authentic voice that speaks to a generation that casually swipes right to find a mate.
“As technology has allowed for a new era for matchmaking, it also comes with a lot of comedy and consequences and Anne wanted to explore that territory in funny, relevant and very unexpected ways.”
The currently unnamed film is being co-written by Kohn and Silverstein.
It is yet to be decided who will direct the movie and when it will be released.

21 Kasım 2018 Çarşamba

JivoChat ile Ziyaretçilerinize Canlı Destek Sunun Hatta Sohbet Edin

İnternet çok acayip bir yere doğru gidiyor. Hani ben 25 yaşımdayım ama benim çocukluğumdan beri bile acayip gelişmeler gösterdi. Bu gelişme öyle bir yere geldi ki, sipariş vermeyi geçtim, artık “lütfen 8’e, sonra 5’e, sonra 3’e, sonra yanağınıza basın” gibi otomatik kayıtlarla uğraşmamak için çoğumuz canlı yardım alıyoruz.

JivoChat canlı destek sistemi‘te sunan servislerden bir tanesi. Ancak JivoChat sadece sitenize koyacağınız bir sohbet kutusundan daha fazlası. Sundukları hizmetlerden bazıları şöyle;

Websiteniz İçin Canlı Sohbet

Çoğu sitede karşılaştığınız sohbet kutusundan ancak, büyük farkları da var. Meselâ tamamen özelleştirilebilir ve istediğiniz dile her kelimesi çevrilebilir. Şunda çalışır mı, bunda çalışır mı gibi endişeleriniz olmaz; canlı yardım bütün modern cihazlarda sayfa yapısını bozmadan çalışır. Benim farkettiğim en büyük yenilik / farklılık ise, akıllı tetikleyiciler. Bir ziyaretciniz belli bir sayfada, belli bir süre mi geçirmiş? Hemen sohbet kutusu aktif oluyor ve sizin önceden belirlediğiniz mesajı gösteriyor. Meselâ 2 saat sayfası arasında uzunca vakit mi geçirdi? Hemen “Saatlerin farklarını anlatmamı ister misiniz?” diyen bir mesaj geliyor kullanıcıya. Yönetim paneli de oldukça kullanışlı, taslak mesajlar ile zamandan kazanabilirsiniz, sohbetleri aktarabilirsiniz, ziyaretçileriniz hakkında çeşitli bilgilere ulaşabilirsiniz.

Jivo İş Telefonu

Başta da söylediğim gibi JivoChat sadece bir mesaj uygulaması değil. JivoFon ile kendinize bir müşteri hizmetleri kurabilirsiniz. Çok kanallı telefon kullanarak, ziyaretçilerinizin asla meşgule düşmemesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca servis kalitesini ölçmek için müşterilerinizden anında geri bildirim alabilirsiniz, müşteri memnuniyeti ölçebilirsiniz. Bir diğer önemli özelliği de çağrı kaydı almak ve daha önce görüştüğünüz müşterileri listeleyebilmeniz.

Mobil SDK

Eğer bir mobil uygulamanız var ise dakikalar içerisinde JivoChat’i uygulamanıza ekleyerek, müşteri hizmetlerinizi her yerden ulaşılabilir yapabilirsiniz. Merak etmeyin, JivoChat her şeyi düşünmüş ve çoğu işlemi zaten sizin için yapmış. GitHub üzerinden kaynak kodları temin ederek, kendi uygulamanıza dönüşümü arttırmak için ekleyebilirsiniz.

Bunun dışında bir çok özellik daha var; Facebook entegrasyonu, API desteği, Facebook Messenger entegrasyonu, Telegram entegrasyonu, E-Posta entegrasyonu, Viber entegrasyonu bunlardan bir kaçı.


Eğer bir e-ticaret siteniz ya da ziyaretçilerinizle iletişime geçmenizi gerektiren bir siteniz var ise JivoChat siteniz için fazlasıyla uygun gözüküyor. Detaylı bilgi ve fiyatlandırma için; www.jivochat.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Geri-Arama

Benim en çok aradığım hizmetlerden birisidir ziyaretçi olarak; geri-arama özelliği. Eğer müsait olmadığım bir zaman aralığında siteyi geziyor ve bir bilgiye ulaşmaya çalışıyorsam; numaramı bırakayım, onlar beni aarasın isterim. İşte JivoChat bu özelliği de sunuyor. Müşteri memnuniyeti açısından önemli bir hizmet olduğu aşikar.

20 Kasım 2018 Salı

Boom Beach’te Güçsüz Kaynak Üsleri Nasıl Bulunur?

Supercell’in oyunlarından biri olan Boom Beach Clash of Clans kadar tercih edilmese de birçok oynayanı bulunan bir oyun. Türkiye’de de oldukça fazla oyuncusu bulunan Boom Beach’in mantığı denizdeki adaları ele geçirmek. Rakiplerinin üslerini yok edip kaynak çalmak. Ayrıca kaynak üsleri fethedip kaynakların size çalışmasını sağlamak bir diğer amacınız arasında yer alıyor. İşte bu yazımızda da birbirinden zor olan kaynak üslerinin kolay olanını nasıl bulacağınıza dair paylaşım yapacağız.


Kaynak üslerinde okçu kuleleri, toplar, boom topları, alev silahı, havan topu, roket atar gibi birçok silah bulunuyor. Bu silahların birçok seviyesi var. eğer yüksek seviyeli silahlara denk gelirseniz üssü fethedip kaynakların size akması zorlaşıyor. Ayrıca şu bilgiyi de araya sıkıştırmak istiyorum. Üs her fethedilişinde silahlar bir üst seviyeye geçerek gelişir. Yeni silahlar da kaynak üssüne eklenebilir. Eğer kolay üsse denk gelmek istiyorsanız Türkiyede oyunu oynuyorsanız gece 1.30 – 2.30 arasında oyuna girin. Eğer bu saatlerde oyuna girme imkanınız varsa kolay üslere denk geleceksiniz. Bunu kendim denedim ve faydasını gördüm. Kesinlikle işe yarar bir öneridir.

Spor Arabalar

















16 Kasım 2018 Cuma

GTA San Andreas İndir + Full Türkçe – KURULUMSUZ


GTA San Andreas İndir + Full Türkçe – KURULUMSUZ
GTA San Andreas ‘ ı Türkçe ve Full olarak indirebilirsiniz. Kurulum yapmanıza gerek yoktur, tek tık ile oyunu başlatabilirsiniz,kurulumsuz ücretsiz en çok sevilen gta san andreas oyunu siz gta severlere bol alternatif
linlerle sunduk tavsiyemizdir keyifli oyunlar.





Minimum: Sistem gereksinimi:
EN AZ:
İşletim Sistemi: Microsoft Windows 2000 / XP 7
İşlemci: 1Ghz Pentium III veya AMD Athlon İşlemci
Bellek: 256MB RAM
Grafik: 64MB Video Kartı (Geforce 3 veya üstü)
Sabit Disk: 3.6GB boş sabit disk alanı (en az yükleme)
Diğer Gereksinimler: DirectX




15 Kasım 2018 Perşembe

Sahte mi Gerçek mi ? 3 Boyutlu Tasarım Teknolojisi Ne kadar Gelişti?

Bakalım algınız ne kadar keskin?
http://area.autodesk.com/fakeorfoto/challenge/ web adresinde bir grup resim var.

Bazıları bilgisayar üretimi, yani CG Computer Grafik, bazılarıysa fotoğraf. Üzerlerine tıklayıp iyice bir bakın.

Hangileri nedir? Real mi (gerçek mi), CG mi (sanal mı)

Sonunda Show me How many I have correct tuşuna basın başarınızı görün.


10 Dakikada Blogger’la Web Siten Olsun İster misin ?- 1

Siz de bir web siteniz olsun istiyorsunuz. Bu site ücretsiz olsun. Güzel olsun. Kolay kullanılsın. Türkçe olsun. Evet. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda harika bir çözümümüz var, diyerek başlayalım.

Google dünya devi bir Internet firması olarak çok kolay site hazırlanması için birden fazla çözüm noktasını satın aldı. Bunlar arasında herkesin beğenip, tuttuğu araç Blogger oldu. Şimdi adım adım Türkçe arabirimle Blogger’dan kendi sitemizi açacağız.
1) ÖNCE GMAIL’DEN GOOGLE HİZMETLERİ İÇİN BİR POSTA KUTUSU OLUŞTURALIM.
Google oluşturduğu bir çok site ve hizmet için tek bir kullanıcı hesabını açmamızı istiyor. Bu hesabı açmak ücretsiz. Sistemin her noktası Türkçe. Haydi rahatlayın. Tahminen 10 dakika içinde sitenizi açmış olacağız. İnanın bana hem zevkli, hem kolay olacak. Başlayalım öyleyse.a) İlk olarak www.gmail.com adresine girelim. Burası Google Mail giriş sayfası. Sağ altta Sisteme ücretsiz kayıt linki var. Tıkladığınızda hemen doldurabileceğimiz bir form gelir. Adımız, soyadımız, e-posta adımız (kullanıcı adı diye geçer). Bu e-mail adresi için ben aşağıda videotrendlerim seçtim. Dikkat ederseniz @gmail.com adresini kendisi veriyor. Bu e-mail adresini daha önce başkası almış mı anlamam için uygunluğunu kontrol et düğmesi var. Tıklayıp bakıyorum.
b) Evet. İlk yazan benmişim. Eğer yazdığınız isim, Ahmet, Can, Melissa, Ebru gibiyse emin olun başkaları almıştır. Lütfen soyadınızla kombinasyon yapın, ya da bir lakap kullanın. Daha sonra e-posta adresinize girmek için sizden şifre ister. En az 6 karakterli bu parolayı bir kısmı harf, bir kısmı sayı olarak girin. Lütfen şifrenizi doğum günü yapmayın. Kolayca bulunacak şeyler yapmayın. Şifreyi tekrar giriyoruz, doğru yazdığımıza emin olmak için, bilgisayar bizimse “Beni bu bilgisayarda hatırla” şıkkını işaretleyebilirsiniz.
Güvenlik sorusu, bir gün hafıza kaybına uğrarsanız (şaka yapıyorum, unutursanız 🙂 ) size parolanızı hatırlatmak için soracağı size özel sorudur. Aşağıda ilk öğretmenimin adını hayali bir isimle parolam öğrenilmesin diye yazıyorum.
İkincil e-posta ise şu anlama gelir. Eğer siz parolanızı unutur, hatırlatma sorusunu da bir türlü cevaplayamazsanız, diğer kullandığınız mesela Hotmail, Yahoo, Mynet, Superonline gibi bir başka posta kutusundan alınmış e-mailinizi buraya yazabilirsiniz. Parola o e-maile yollanır.
c) Bulunduğunuz yeri isterseniz seçin. Evet bir altta da güvenlik resmi var. Bu yamuk yumuk yazılan yazıların aynısını aşağıdaki kutuya yazmanız istenir? Peki neden? Hacker ve lamerların sistem kaynaklarını tüketmek için bir saniye binlerce sahte e-mail açmalarını önlemek için. Bu yazıyı bir insanın okuması ve elle yazması gerekir. Engelliler için hemen yandaki düğmede destek vardır.
Hizmet Şartları ile nasıl bir anlaşma imzaladığınızı okuyabilirsiniz. Daha sonra Kabul ediyorum. Hesabımı oluşturun düğmesine basın. Böylece her şeyi doğru yazdıysanız hem e-posta hesabınız, hem Google Hesabınız açılmış olacak.
d) Yeni gelen ekranda Gmail’in harika özellikleri anlatılır. E-mailler içinde bir konuyu arayabilme, mailleri arşivleyebilme, akıllı etiketlerle her e-maili kategorilere sınıflandırabilme, önemli e-postalara yıldız koyabilme ve sürekli artan posta kapasitesi. En son 2.8 GB ‘dı. Sağ üstteki Ben hazırım, bana hesabımı göster düğmesine basın.
e) Evet işte karşımızda Gmail posta kutusu. Şu anda buradaki işimiz bitti. Eğer bu e-maili yazışmalarımda kullanayım diyorsanız kullanın ancak çok önermiyorum. Sitenizde bağlantılı bir e-mail olduğu için yalnızca gerektiğinde ve güvenli noktalarda girerseniz parolanızın çalınma riskini azaltırsınız.


Allah Aşkına Sen Süperman Olsaydın, Sonsuz Uzaya mı Açılırdın, Bu Dünyada mı Kalırdın?

Düşün, konuştuğun insanın kanser olup olmadığını kokusundan, hücrelerindeki titreşimden bile anlıyorsun. Düşüncelerinin gırtlağındaki titreşiminden aklından geçeni bile seziyorsun. Kilometrelerce mesafede hareket eden her nesneyi görüp duyuyorsun. Uçabiliyorsun. Oksjine bağımlı değilsin. Sen insan değilsin. Belki bilinen anlamıyla ölümlü bile değilsin.


Ne yaparsın? Sonsuz evreni merak edip uzun bir yolculuğa mı çıkarsın? Yoksa Lana, Louis, Luthor deyip bu 3L ile küçük işlerin içinde bu gezegenin insanlarının küçük hesapları ile birbirlerini öldürmelerine, birbirlerini sömürmelerine bazen sevmelerine ve acizliklerine ağabeylik mi yaparsın? Onu yapsan bile 100 yıl sonra ne Lana, ne Louis, ne Luthor yaşıyor olacak. Tüm dertler, yaşananlar unutulmuş olacak. Diktatör olmadıkça dünyayı barışa sokamayacağını da biliyorsun. Olsan da bir gün seni öldürmek için her şeyi yaparlar. İnsanlar hata yapmak isterler. Kusursuz olmak yerine. Onlar gelişene ve uygarlık olarak ilerleyene dek daha çok zaman var.

Sana bir dünya yeter mi?
“Yeter” diyenler sayfayı sessizce kapatıp huzurlu dünyalarına dönebilirler. “Yetmez” diyenlerle yola çıkıyoruz. Peki, madem bu denli kararlısın… Gidiyoruz.
İnsan türünün son sesi, sen atmosferi delip geçerken uzaklarda kalıyor. Yüzünde havanın seyreldikçe hafifleyen dokusunu hissediyorsun, iyonosferden geçerken elektrik yüklerini belli belirsiz bir gıdıklanma gibi tadıyorsun, tayftan tayfa tabakalar geride kalıyor. Mavi gezegen uzaklaştıkça uzaktan işittiğin o sesler azalıyor. Belki Brezilyalı bir balıkçının Hawaii’de ne işi olduğunu anlatışını işitiyorsun. Belki Eiffel kulesindeki iki turistin akşam yemeği için çok yıldızlı Michelin restaurant arayışlarını. Sen uzaklaşıyorsun. Dünya da senden uzaklaşıyor.
Uzayla karşılaştığında derin görkemi, ışıltısı sessizliği, ölümsüzlüğü ve olağanüstü bir gizemi barındıran dalgalanışı seni sarıyor. Uzaydayken bir bebeğin annesinin rahminde hissettiği o derin huzur gibi göbeğinden bağlısın ona. Kendini yerçekimi ivmelerinin dışında sürüklenmeye bırakıyorsun. Dönüyorsun dönüyorsun. Yüzün güneşe her döndüğünde hücrelerini bombardıman eden fotonlarla gücün atmosferin altındakinden katlarca ileri gidiyor. Beynin çok daha hızlı ve grift düşünebiliyor. Şu an dünyalı insanların yüzyıllardır üzerinde çalıştığı gravite parçacıkları için teoremi çoktan çözdün. Gülümsüyorsun. Çözümü bulduklarında yüzlerinin alacağı şaşkınlığı hayal edebiliyorsun. Bunu öğrenmek nasıl uçabildiğini anlamanı da sağlıyor. Atomaltı yapının farklılıklarını görmek için mikroskobik bakışlarınla kendine bakıyorsun. Seni anlatan hiçbir kitapta kendine baktığında ne gördüğünü yazmadılar. Oysa sen kendini katlarca görüyorsun. Her göz becerinin ait olduğu düzlemle görüyorsun.
Sen sürüklenirken karşında Ay belirir. Sessiz gri ve ergenlik sivilcileri ile dolu yüzü yine de parlaktır. Daha önce defalarca gidip geldiğin için arka yüzündeki gizli üslerle ilgilenmek için zaman harcamazsın. Sanki bir dalgakırandır Ay veya Ümit Burnu’dur. Ondan sonra eşsiz okyanus uzanmaktadır. Yüzlerce yıl önce yola çıkarken içleri titreyen o cesur gemicilerden ne farkın var?
Giderken rotan olmalı mıdır? Sirius hep sevdiğin bir hedeftir. Neden olmasın sadece 8 yıl ya da 34 yıl sürer. Yörüngeye bağlı. Senin için zaman nedir ki? Bin yıl sürse ne olur? İnsanların sıkılma dediği duyguyu anlayabilmeyi çok istesen de, ölümlüleri hareket ettiren, az ömürlerinde ilerlemeye mecbur tutan bir dürtü olduğunu hep bildin. Ölümsüz bir ömürde sıkıntı duygusu yoktur. Yaşlılık olmayan bir hayatta kayıplar anılardır sadece. Ama onlar zamanı ardışık saniyeler olarak algılarken nasıl anlatabilirsin şu AN’ı?

Sen AN’da ve mekansızlıkta yine de mekanda uçup gidiyorsun. Öğreneceğin deneyeceğin sonsuz mekan var. Dev buzlarla kaplı gezegenler. Işığı bir insanın gözlerinin göremeyeceği tayflarda yollayan yıldızlar, inanılmaz güzelliklerde yüzeyleriyle büyüleyen gezegenler. Karadeliklerin bakı ufuklarında emilen güneşlerin son çığlıkları. Pulsarların nabızlarında ritmik bir şekilde işiteceğin radyo frekansından binbir frekansa saçılımlar. İkiz yıldızların birbiri ardına dansı ve yeni oluşan gökadaların muhteşem ışıkları içindeki elementler. Sadece evrenin dokusu da değil…

Ve belki de senin gibi insanlar.
Ses sonsuzluğun yolcususun. Bu denli özgürken sana bir dünya yeter mi?
Dönüp dünyaya bakıyorsun sonra yola devam ediyorsun. Birazdan Kuiper kuşağına gireceksin. Kimilerine göre parçalanmış bir gezegenden kalma, kimilerine göre gezegenler oluşurken tutunamamış parçalardan oluşma büyük gökcisimleri. Zeki gözlerin yüzyıl içinde oluşacak bir çapışmayı yörünge hesaplarından algılıyor. Sistem dışından gelecek bir asteroid ve bilardo topu gibi gidecek çarpışmalar. En sonunda dünyaya çarpacak bir zincir. Güçlü bir şekilde gök cismine çarpıyorsun. Bu dokunuş yörüngesindeki hafif sapma ile bu çarpışmayı etkisiz hale getirecek.  Dünyayı tehdit edecek olasılık zinciri kırıldı.
Seviyorsun. Halen ölümlü insanları sevdiğini kendine itiraf etmek zorundasın. Teleskobik gözlerle bir kez daha uzağa bakıyorsun. Afrika kıtasına denizden suyu getirip arıtacak bir sistem yapabilirsin gitmeden, tüm nükleer silahları saatler içinde güneşe gönderebilirsin. Hatta dilersen konvansiyonel silahları, uçak gemilerini, tankları bile varsın bir haftanı bir ayını alsın. Sence değişirler mi?
Yüzünü bu kez daha kesin bir kararlılıkla Sirius’a çeviriyorsun ışıkları her zamankinden daha parlak geliyor. Kripton’a benzemiyor ama yine de sıcak bir duyguyla yola koyuluyorsun…